Manisa'nın Kula ilçesinde bulunan Türkiye'nin en genç volkanlarıyla ilgili yapılan kapsamlı bir araştırma, ülkemiz için önemli bir adımı ortaya koydu. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi öncülüğünde yürütülen ve TÜBİTAK tarafından desteklenen projede, yer kabuğunun çeşitli derinliklerinde 8 farklı magma odası keşfedildi. Özellikle yüzeye sadece 5 kilometre mesafede bulunan en büyük magma odasının, bölgedeki aktif faylar ve depremler tarafından tetiklenerek yeniden püskürme riski taşıdığı belirtildi.

Yanardağ patlaması bekleniyor mu?

Projeyi yöneten Prof. Dr. Özgür Karaoğlu, yaklaşık 10 bin kilometrekarelik bir alanda 3,5 yıl boyunca yapılan araştırmalarda özel tasarım sismometrelerle yer kabuğunu detaylı bir şekilde incelediklerini açıkladı. Kula, Demirci, Selendi, Salihli ve Alaşehir gibi bölgelerde yapılan incelemeler sonucunda özellikle jeotermal sistemin ısınmasına neden olan büyük bir magma kütlesinin yüzeye tehlikeli derecede yakın olduğu tespit edildi.

Bölgenin son volkanik aktivitesi 4 bin 700 yıl önce gerçekleşmiş olmasına rağmen, mevcut bulgular bu volkanların yeniden aktif hale gelebileceği riskini gösteriyor. Depremler ve yer kabuğundaki hareketler devam ettiği sürece yüzeye 5 kilometre derinliğe kadar yükselen magma kütlesinin yeniden harekete geçebileceği ifade edildi. Karaoğlu, bölgedeki aktif fay hatlarının da bu süreci hızlandırabileceği ve bir yanardağ patlamasının her an gerçekleşme olasılığının bulunduğunu vurguladı.

Bu araştırma, Türkiye'de volkanik faaliyetlerin detaylı bir şekilde incelendiği ilk çalışma olma özelliğini taşıyor. Magma odalarının konumları, büyüklükleri ve derinlikleri belirlenirken, bölgede son 3 yıl içinde meydana gelen 3 bine yakın küçük depremin, bu olası faaliyeti tetikleyebileceği belirtiliyor.

Bu çalışmaların sadece bilimsel açıdan değil, ekonomik açıdan da önemli faydaları olabileceği belirtiliyor. Araştırmanın özellikle jeotermal enerji çalışmalarına rehberlik edecek bilgiler sunabileceği ifade ediliyor. Volkanik faaliyetlerin yeniden canlanma riski, bölgedeki yaşamı ve ekosistemi nasıl etkileyebileceği konusunda da endişeleri artırıyor.


Yorumlar